Duygusal İnsanlarin Bulusma Mekani...

ASKIN VE HUZNUN KALBİ BURADA ATİYOR...

  18 Eylül 2013 Çarşamba   1 yorum

Bundan çok uzun yıllar önce dünyada yaratılmadan , insanlar dünyaya ayak basmadan önce, iyi huylar ve kötü huylar ve kötü huylar ne yapacaklarını bilmez halde dolanıyorlarmış. Bir gün toplanmışlar ve her zamankinden daha sıkkın bir şekilde otururlarken, ''SAFLIK'' ortaya bir fikir atmış NEDEN SAKLAMBAÇ OYNAMIYORUZ? orda bulunan herkes de bu fikre sıcak bakmış ÇILGINLIK çılgın olduğun için bağırarak ortaya atılmış - Ben ebe olmak istiyorum. ben ebe olmak istiyorum... oradakilerin hiç biri çılgınlık kadar atak olmadığı için oldukları yerde kalakalmışlar.

ÇILGINLIK bir ağaca yaslanmış ve başlamış saymaya - bir iki üç... ÇILGINLIK saymaya başladıktan sonra iyi huylar ve kötü huylar saklanacak yerler aramaya başlamışlar. ŞEFKAT ayın boynuzunu asılmış. İHANET çöp yığınlarının içine girmiş SEVGİ bulutların arasına kıvrılmış YALAN bir taşın altına saklanacağını söylemiş ancak yine herkesi kandırıp gölün dibine saklanmış. TUTKU dünyanın merkezine girmiş ...PARA HIRSI bir çuvalın içine girerken çuvalı yırtmış ve ÇILGINLIK sayamaya devam etmiş -yetmiş dokuz seksen seksenbir...

AŞK ın dışında bütün iyi huylar ve kötü huylar saklanmışlar AŞK kararsız olduğun için bir türlü saklanacağını bilemiyormuş ÇILGINLIK doksan yediye gelmiş -doksan sekiz doksan dokuz ve yüz' e vardığında aşk sıçrayıp etraftaki güllerin arasına girmiş ve oraya saklanmış ÇILGINLIK bağırmış sağım solum sobe saklanmayan ebe demiş... arkasına döndüğünde ilk önce TEMBELLİĞİ görmüş. TEMBELLİK ayaktaymıs çünkü saklanacak enerjisi yokmuş ÇILGINLIK sonra ŞEFKATİ ayın boynuzunda görmüş ve İHANETİ çöplerin arasında,SEVGİYİ bulutların arasında, YALANI gölün dibinde ve TUTKUYU dünyanın merkezinde bulmuş sadece biri hariç herkes yavaş yavaş geriye dönmeye başlamış.

ÇILGINLIK umutsuzluğa kapılmış HASET son saklanan bulunamadığı için haset duyarak, ÇILGINLIĞIN kulağına fısıldamış. AŞK ı bulamıyorsun ama o güllerin arasında saklanıyor.... ÇILGINLIK çatal şeklinde tahta bir sopa almış ve güllerin arasına sopayı çılgınca saplamış, saplamış,saplamış... ta ki yürek burkan bir haykırma onu durdurana kadar... haykırıştan sonra AŞK elleriyle yüzünü kapayarak ortaya çıkmış ve parmaklarının arasından sicim gibi kan akıyormuş ÇILGINLIK , AŞKI bulmak için heyecandan aşkın gözlerini kör etmiş. -ne yaptım ben seni kör ettim. Ne yapa bilirim... AŞK cevap vermiş -gözlerimi geri veremezsin ama istersen bana kılavuzluk yapabilirsin... Ve o günden beri AŞKIN GÖZÜ KÖRDÜR VE HER ZAMAN ÇILGINLIK YANINDADIR!!

    0 yorum


Büyüdüm anne.. Anlattığın masallar kadar masum değilmiş hiç kimse.. Masallarla uyurdum ya, Ayakta uyuyorum artık yalanlarla.. Adın kadar hiçbir kelime kutsal değil.. Cennet ayaklarının altında değil, Cennet sensin annem, Bunun nesi garip! Ağlayınca giden geri gelmiyormuş anne.. Ağlayınca kimse istediğini yapmıyormuş.. Sen yanlış öğretmişsin bana.. Sol yanı...............mı çiğneyerek giden İNSANI, Ağlayarak bekliyorum hala.. Öğrendim! İnsanın bir tek cam kırıklarıyla kanamazmış teni.. Hayal kırıklıkları her gün kanatabilirmiş yüreğini.. Ezberledim merak etme anne! Üç öğün yemek yemekle büyümezmiş her zaman insan..Üç öğün gözyaşı içmeliymiş kimi zaman.. Aşktan ağzım yandı anne..Canım yandı..Sol'um yandı.. Nefesim tıkandı........... BÜYÜK GELDİ BU HAYAT BANA ANNE

  14 Eylül 2013 Cumartesi   0 yorum


Gecenin bir zamanı evine gelince
Kilitte duyuyorsan anahtarın sesini
Anla ki yalnızsın

Elektrik düğmesini çevirince
Çıt diye bir ses duyuyorsan
Anla ki yalnızsın

Yatağına yatınca
Yüreğinin sesinden uyuyamıyorsan
Anla ki yalnızsın

Odanda kâğıtlarını kitaplarını
Duyuyorsan zamanın kemirdiğini
Anla ki yalnızsın

Bir ses geçmişlerden
Çağırıyorsa eski günlere
Anla ki yalnızsın

Değerini bilmeden yalnızlığının
Kurtulmak istiyorsan
Kurtulsan da yapayalnızsın

    0 yorum


Sessiz gecelere bir zincir örülüydü
Savunurken kendini vurulmuştu çoktan
Sen bir çığlık gece ayrı bir çığlık..
Gecedeki ses içinin sessizliği
Belki de sessizliğinin birikmiş sesi
Aradım durdum benliğimin bir köşesindeki tozlanmış kelimeleri
Hafızam ne tuhaf yerli yerindeydi
Unuttum dediğinde silmiyordu beyin senin sildiklerini.
Zincirden duvarlar örülü şimdik karşımda
Diyorum ;keşke şu yaslandığım duvarların dili olsa..
Kendim mi atmıştım bu düğümleri duvara.
Düğümlerim mi yıkılıyor şimdi başıma ..
Dilsiz sağır kör bir kuyu olmasa gece diyorum bazen
Gece anlatsa ben dinlesem
Sonra uzun uzun susup düşünsem...
En güzel düşlerime sarılıp düşmesem.

    0 yorum

Bu gün batımında güneş ardından sustu
Ve Sadece karanlık konuştu,
O eşsiz benzersiz, nefessiz dolunay..
Bilmiyorum sonum ne zaman gelir..
Şekilden şekle girer yüzüm..
Bu hayatı karanlık da anlamadı..
Ben nasıl anlayım?
Muhteşem ötesindeki bu güzellikleri..
Tek gören ben miyim?
Birileri var mıdır karanlıklarda?
Bilmiyorum tek başıma mıyım?
Avuçlarıma koyuyorum karanlığı
Orada saklıyorum hayatı..

    0 yorum

Vakit çok geç artık.
Sana gelmeye , biz olmaya , seni tatmaya çok geç artık.
Seni sevmeye bile geç !
Elini tutmadan yürümeye alıştığımdan beri.
Ellerimsiz olmadan yaşamayı öğrendim.
Sana sarılmadan uyumayı , gözlerine bakmadan görmeyi .
Hatta seni öpmeden gülmeyi öğrendim.
Başka insanlarla , başka olayların ortasında , başka bi ben olmayı.
Ama özledim be çok bişey değil de !
Sevilmeyi özledim !
Duymayı o sözleri .
Hani sen gittin ya ?
Bi damla kanım akmadan ölmeyi öğrendim !
Sonra hayal kurmayı.
Olmadığın masalarsa senle yemek yemeyi öğrendim.
Beklemediğin evlere sen ordaymışsın gibi gelmeyi .
Aynaya bakıp kendimle dertleşmeyi öğrendim.
Sorma bana bişey cevap vericek kadar bilmiyorum hayatı.
Hatta yaşamadım bile hiç !
Hani sen benim hayatımdın ya ?
Hayatım derdin ya ?
Bende senin hayatın olurdum sonra.
Biz olamadık ki be bir birimize hayat olamadık.
Sen benim hep saklı kalan cennetim oldun.
Bende senin kaçtığın cehennemin.
Olsun üzülmeni istemem.
Hem bende üzülmem böyleyken.
Mutlu ol sen , mutlu bak insanlara.
Gül , eğlen bak ben böylede mutlu olurum.
Öylede severim seni öylede beklerim.
Ama dedim ya vakit çok geç .
Biz olmak için , bana dönmen için vakit çok geç.
Yem yeşil gözlerinde boğulana dek yüzmem için.
Kolundan tutup kendime çekip öpmek için.
Kulağına fısıldayıpta seni seviyorum demek için .
Ne bileyim herşey için çok geç.
Yanlış anlardın ya hep beni ?
Bende sorgusuz süalsiz bağırırdım sana. ?
Artık bunlar içinde çok geç.
Gidelim hadi yanlızlık , hatta sende benle gelme !
Yanlızlık için bile geç .
Neyse , bunu dinlersin inşallah.
Diycemde dinlediğinde bile çok geç olucak.
Umarım anlarsın artık herşey için çok geç ..
HERŞEY İÇİN...

    0 yorum

Dipteyim
Sondayım
Depresyondayım
Yalvarırım gel de kurtar
Beni tanımla cümleler içinde kullan
Yepyeni anlamlara sal..

    1 yorum

Karşımıza erken çıkmış insanları yolun dışına sürerken;
Bir gün geri dönüp, onu deliler gibi arayacağımızı hiç hesaba katıyor muyuz?
Hayat her zaman cömert davranmaz bize.
Tersine, çoğu kez zalimdir.
Her zaman aynı fırsatları sunmaz.
Toyluk zamanlarını ödetir, hoyratça kullandığımız arkadaşlıkların,
Eskitmeden yıprattığımız dostlukların,
Savurganca harcadığımız aşkların hazin hatırasıyla yapayalnız kalırız bir gün...
Bir akşamüstü yanımızda kimsecikler olmaz;
Ya da olması gerekenler yanımızdakiler değildir..

  13 Eylül 2013 Cuma   0 yorum

susacağım ve gidişini izleyeceğim...bu defa sana asla gitme kal demeyeceğim...her adımında içimden bittiğine şahitlik edeceğim...bir sigara yakıp dumanıyla içimden senide üfleyeceğim...yaşattıklarını ve yaşatmadıklarını düşüneceğim...ve biliyorum ki bu defa iyi ki bitti diyeceğim...ve senin için yaptıklarımdan dolayı saflığıma güleceğim...şimdi sıra bende deyip, senin gibi ardımı döneceğim...ve her adımımda seni terk edeceğim...ve attığım her adımda biraz daha hafifleyeceğim...sözlerini bilmediğim bir türkü söyleyeceğim...bu defa notalarını tutturup sözlerini katledeceğim...ve bu defa seni hem içimden hemde dışımdan terk edeceğim...bil ki bu defa ben hiç benim olmayan senden vazgeçtim...artık yeter geceleri ve kayan yıldızları seyrettiğim... 

yarın yeniden güneşin doğuşunu izleyeceğim...

    0 yorum

KAYBETMEDİM; VAZGEÇTİM !
Hiç öyle beylik, klişe laflara girmeyeceğim… Vazgeçersen kaybedersin, vazgeçmek savaşmadan yenilgiyi kabul etmektir falan… Yooo, adam gibi savaştım da, vazgeçmemek için elinden geleni de yaptım. Ama bir sabah kalktım, '' Hadi ya dedim, benden kıymetli mi? Benden daha mı önemli? '' Kaç gün yaşayacağım ben daha yahu! Yarına çıkmaya hangimizin garantisi var? Hayatımın en güzel geçmesi gereken günlerini onun bunun stresini çekmek, egosunu şişirmek için mi harcayayım hala… Canımdan daha değerli can var mı? bi de içim rahat ki; zerre kadar pişmanlık yok içimde. Şunu da yapsaydım, bunu da deneseydim diyebileceğim hiçbir şey yok çünkü… Yapılması gereken her şeyi yapmışım… Fazla ilgi, nasıl da küstahlaştırıyor insanları. Sanıyorlar ki, bizim onlara tüm verdiklerimiz onların hak ettikleri… Düşünemiyorlar mı ne, hatalarını görmezden geldiğimizi… Yüzlerine vurmadığımız, her seferinde affettiğimiz için aptal mı sanıyorlar ne? Ohh! ne rahatladım… Yapın valla arada böyle temizlikler… Şiddetle tavsiye olunur… Üstadın dediği gibi : '' Oysa ben hiç insan kaybetmedim... Sadece zamanı geldiğinde vazgeçmeyi bildim o kadar... '' İşte bu ... Ben yine bir göz atacağım, başka vazgeçilmeyi hak edenler var mı? Yormasınlar bundan sonra beni…